Ertuğrul hoca ‘rotasyonlu kadroyla sahaya çıkacağız’ demişti.
İstanbul’da son düdük çaldı, yürümekte bile zorluk çeken, ‘pertimiz çıktı’ diyen Yasin Öztekin ve arkadaşları Boli, Djedje, Gökhan Karadeniz’i yine sahada gördük.
Yasin’in de maçı oldu diyebiliriz.
Attı, attırdı…
Kalitesinin tartışılmaz olduğunu bir kez daha ispatladı.
Gökhan Alsan uzun zaman sonra kadrodaydı…
Guido, Savicevic, Kerem Can dinledirildi.
Rakibin kadro kalitesine bakarsak, erkenden de golle buluşmamız ile birlikte karşılaşmanın farka gitmesi de kaçınılmaz oldu.
Taraftar “otel bulamadığımız eski günleri hatırlattı” sosyal medyada, biz de “o günleri unutmamışçasına” attık da attık.
Uzun zaman sonra ilk defa basın tribününden merdivenleri çıkarken, bu denli neşemiz yerinde, “acaba” diye düşünmedik, “n’olur bu maçın skoru” diye yorumlamadık.
Futbolcu performanslarını değerlendirmedik..
Üst üste gelen seri galibiyetlerle moralimiz yerindeyken, bol gollü galibiyet de şampiyonluk yolunda iyice keyiflendirdi.
Sıcacık çayımız elimizde, izleyelim bu takımı…
Geliyor şampiyonluk, geliyor kupa..
Güzel günlerin habercisidir bu tür galibiyetler; moraldir, zevklidir bol gol izlemek, taraftarın hoşuna gider.
Allah bize hep böyle maçlar yazmayı izlemeyi nasip etsin…
Bu arada devre arasında yapılan transferlerle ilgili şöyle bir not paylaşalım.
Mücahit hariç, Mathias, Yasin, Gökhan Karadeniz, Djedje ve Hamroun; Atatürklü armalı formayla golle tanıştı…
Genç kardeşimiz Ali Kılıç’ı alkışlar arasında sahada görmek ise altyapıya verdiğimiz önem için ayrı bir gurur kaynağı oldu. İnşallah devamı gelir diyelim…
Haydi kalk gidelim Keçiören’e…